KADİM ZAMANLARIN KIDEMLİ KENTİ
Bir masal gibi durur karşınızda Safranbolu.Tarihin Horosan harcına bağlı gerçekliğinde Safranbolunun dileği kendi hikayesinin yaşatılmasıdır.
Arnavut kaldırımlı sokaklarında sevdalar yankılansın , ahşap evlerinde şen yuvalar kurulsun demirler dövülsün çarşısında ,yemeniler yapılsın ve Safranbolu hep yaşasın ister.Gönülleri bir olanların mekanını ,sevmişliklerin hatırlandığı dokuyu ve unutulmanın olmadığı yolları yansıtır Safranbolu.
Zaman içinde zaman verir size Safranbolu. Bir şarkı fısıldar kulağınıza Safranbolu güzellikler tarihle düet yaparcasına. Tatlı bir koku sarar etrafınızı tüm içtenliğinizle çekersiniz e içinize dolar Safranbolu. Yerdeki bir çakıl taşı bile tarihi ve dili olsa anlatacak gibidir. Dokunursunuz elinizin soğukluğu sarar ve düşünürsünüz ve geçmişi hayal etmekten öteye geçemezsiniz .
O daracık Arnavut kaldırımlarında Safranbolu’nun akıp gitmek ister insan taki denize sonsuzluğa kavuşana dek. Bazen de alaturka kiremitlerin bacasında tüten duman olup göğünde süzülmek istersin Safranbolu’nun. Kimi zamanda köşedeki semerci ustasının dizine çöküp tarih dinlemek istersin Safranbolu üzerine. Ve dinlerken belki de ağlamak . Kadim zamanların içinden kıdemli bir şekilde çıkmış temsilci gibidir Safranbolu. Dokun soğuk çeşmeli taşlara kayan yıldızların altında ; hisset geçmişi gelecek ile beraber Safranbolu’da. Sustur kuşları ve ağustos böceklerini sonra dinle çimenlerin üzerindeki esintini sesini. Mekanın verdiği ilhamla birleştir toprağın sıcaklığını ve bir lise öğrencisinin yüreğiyle yaz çekinmeden diline gelenleri. Derelerde yuvarlanan bir kum tanesi gibi, bırak kendini çıplak ayaklarıyla balık tutan çocukların misinasına tırman toprağa bas ve yürü bir zamanlar Safranbolu’nun yollarında su taşıyan genç kızlar gibi. Ve bir ceviz ağacının gölgesine uzan ve gözlerini kapat , hayal et uzaktan gelen bağlama sesi ve eşlik eden yanık sesli ve sevdalı Namık’ın türküsüyle masallara uzan Safranbolu’da. Yürü yüreklerin bir olduğu beyaz bulutlu tepelere tırman ve çırp kanatlarının bir kuş gibi özgürce ve korkmadan tüm gücünle çam kokulu ormanların üzerinde güneşin en tepeden vurduğu vakitte.
0 yorum: